İnsan faaliyetleri, sanayi devrimi öncesine kıyasla dünyanın yaklaşık 1,0ºC ısınmasına sebep oldu. Küresel ısınma, kuraklık ve seller gibi aşırı hava olayları, deniz seviyesindeki yükselmeler ve Arktik deniz buzunun erimesi gibi etkilerle kendini göstermeye başladı. Eğer sera gazı emisyonları bu şekilde devam ederse, küresel ısınma 2030 ile 2052 yılları arasında 1,5ºC sınırını aşacak.
1,5ºC Sınırının Önemi
1,5ºC sınırı, sürdürülebilir kalkınma ve yoksulluğun önlenmesi için kritik bir öneme sahip. Küresel ısınmayı 1,5ºC ile sınırlandırmak, ekolojik sistemler ve yaşam alanları üzerindeki birçok kalıcı etkinin önlenmesi anlamına geliyor. Ancak şu anda kesin olan bir şey var: İnsanlık, varlığını tehdit eden büyük bir kitlesel yok oluşun içinde bulunuyor. Başka bir deyişle, 200 milyon yıl önce dünya üzerindeki yaşamın yarısını yok eden yıkıcı bir kitlesel yok oluşu yeniden yaşıyoruz. Bilim insanlarına göre 6. kitlesel yok oluş gelecekteki bir risk değil, tam da şimdi gerçekleşiyor.
Geçmişteki Beş Kitlesel Yok Oluş
Dünyada bugüne kadar beş kitlesel yok oluş olayı meydana geldi:
- Ordovisyen-Siluriyen Yok Oluşu (yaklaşık 450 milyon yıl önce): Deniz seviyesindeki büyük düşüşler, buzullaşma ve iklim değişiklikleri nedeniyle deniz yaşamının %85’i yok oldu.
- Geç Devoniyen Yok Oluşu (yaklaşık 380 milyon yıl önce): Büyük iklim değişiklikleri ve okyanuslardaki oksijensiz koşullar bu yok oluşa yol açtı. Tüm familyaların %19’u ve cinslerin %50’si yok oldu.
- Permiyen-Triyas Yok Oluşu (yaklaşık 250 milyon yıl önce): Tüm deniz türlerinin %96’sı ve karadaki omurgalı türlerinin %70’i tükendi. Bu yok oluş olayı, şimdiye kadar böceklerde gözlemlenen tek kitlesel yok oluştur ve biyoçeşitliliğin toparlanması en uzun süren olay olarak bilinir.
- Triyas-Jura Yok Oluşu: Denizlerde konodont sınıfının tamamı ve deniz canlısı cinslerinin %23-34’ü bu yok oluşla ortadan kalktı. Karada ise krokodilomorflar, teruzorlar ve dinozorlar dışındaki bütün arkozoromorfların nesli tükendi.
- Kretase-Paleojen Yok Oluşu: Bu yok oluşla kuş olmayan dinozorlar ve birçok deniz canlısı grubu yeryüzünden silindi. Kara bitkilerinin %35’i ve tüm canlı türlerinin %60 ila %80’i yok oldu.
Altıncı Kitlesel Yok Oluşun Nedenleri
Bu seferki kitlesel yok oluşun diğerlerinden farkı, insan aktivitelerinin bu süreci hızlandırmasıdır. İnsanlar, ormansızlaşma, kirlilik ve aşırı tüketim gibi faaliyetlerle doğal habitatları yok ediyor, iklim değişikliğini hızlandırıyor ve ekosistemleri bozuyor. Bu faaliyetler, birçok türün hayatta kalmasını zorlaştırıyor ve onları yok oluşa sürüklüyor.
Sonuçlar Nelerdir?
Altıncı kitlesel yok oluş, biyoçeşitliliğin azalması, gıda güvenliğinin tehlikeye girmesi ve ekonomik kayıplar gibi ciddi sonuçlara yol açabilir. İnsan sağlığı da doğrudan etkilenecektir, çünkü doğal ekosistemlerin bozulması hastalıkların yayılmasını kolaylaştırabilir.
Ne Yapabiliriz?
Doğal yaşam alanlarını korumak, sürdürülebilir uygulamaları benimsemek ve kirliliği azaltmak, bu krizle başa çıkmak için atılacak önemli adımlardır. Eğitim ve farkındalık da insanların biyolojik çeşitliliğin önemi hakkında bilinçlenmesini sağlayabilir. Bu nedenle, doğanın sessiz çığlığına kulak vermeli ve harekete geçmeliyiz.
Altıncı kitlesel yok oluşu durdurmak için hep birlikte çalışmamız gerekiyor. Doğa, bize verdiğimiz zararı geri döndürme gücüne sahip, ancak bunu başarmak için zamanımız daralıyor!
Yazar: Zeynep Gökçe